
orman cinlerinin parmak izlerini buradan çok uzaklara taşıyan kereste gemileri vardır.
o gemiler büyülü, o cinler de büyülü olduğu kadar da birer büyücüdür.
boğazdan süzülerek geçen her kereste gemisi, duyduklarına rağmen henüz sağır olmamış bir çift kulağa orman cinlerinin fısıltılarını üflerdi.
o bir çift kulak, renkli iplik makaralarının pencerelerine dizildiği bir evden kereste gemilerini seyrederdi.
iplik makaralarının herbiri farklı bir bilmeceyi sarardı.
ve o bir çift kulak iplik makaralarının çözülecekleri güne kadar kerestelerin arasından yükselen fısıltıların havaya üflediği cevapları duymayı beklerdi.
aslında hiç bir cevap yoktu.
bu ne acı, belki de ne güzeldi.
çünkü onlar birer rüya bilmecesiydi ve kereste gemilerinden gelen fısıltılar seni başka rüya bilmecelerine çağırırdı.
uykuya yenik düşmen yeter de artardı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder