
Erkekele buğulu iç çekişler arasında, ağzında kekremsi kanyak tadıyla yeni dökülmüş beton üzerinde seksek oynuyor. Betonun sessizliğini attığı taş bozuyor. En zoru 6; 3-4/7-8 arasına sıkışmış, oradan sinsice gülümsüyor. Yağan yağmur, tahta kablo sarma tekerleğinde sallanan Semih'i yerinden ediyor. Semih bir sigara yakıyor erkekeleye uzatıyor kaydırağın altına sığınıyorlar...Oyun bitiyor rüyalar başlıyor altlarındaki çekme kum onları alıp yerinden edildiği kumsala götürüyor; - bekleyin birazdan bulutlar arasından güneş çıkacak- diye fısıldayıp, rüzgara tutunup çalıların arasında kayboluyor.
Semih ve Erkekele iskeleye doğru ilerliyor, çekme kumun söz verdiği güneş çıkıyor. Tahtaları sökülmüş iskelenin en ucundan aşağı işiyip üstüne atlıyorlar. Yüzmek gibisi yok...kaydıraktan kayıp kanepelerine dönüyorlar. Pikapa kuzey ezgisi atıp çay yapıyorlar, ucuz kanyak dibini de ekleyip bir sigara daha içiyorlar...peynirli omlet kıvamında kıvrılıp kanepede kayboluyorlar, yarın gene akşamsabah olacak ve bulaşık bezinde yolculuk gene başlayacak tatlı rüyalar miniklerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder